KOAH (KRONIK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI) NEDİR?

 

KOAH, kronik( müzmin) obstrüktif (hava yollarında daralma) ile giden ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. KOAH’da risk faktörleri genetik (kalıtsal ) ve çevresel olmak üzere iki grupta incelenebilir.
En önemli risk faktörü tütün kullanımı olmakla birlikte, zehirli gazlar, çevresel faktörler ve hava kirliliği de diğer faktörlerdir. Sigara içen kişilerin KOAH hastalığına yakalanma riski, içmeyenlere göre 20 kat daha fazladır.
KOAH önlenebilen ve tedavisi mümkün bir hastalık olmasına rağmen, bütün dünyada tütün kullanımının çok yaygın olması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, yılda 2.9 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır.
Günümüzde KOAH, tüm Dünya’da en çok ölüme neden olan 3. Sırada bir hastalıktır.

 

KOAH BULGULARI NELERDİR?

 

En sık görülen bulgular nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Ayrıca, nefes darlığı nedeniyle fiziksel aktivitede azalma olur. Eforla nefes darlığı çeken kişi,
zamanla birçok efor gerektiren aktivitelerini azaltır, bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması,  hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur.
Bu nedenle hem bu hastalığın önlenmesi, hem de ilerlemesinin engellenmesinde fiziksel aktivitenin artması gerekmektedir.

 



 

KOAH TANISI NASIL KONUR?

 

İlgili uzman doktor tarafından yapılan fizik muayene, hastanın öyküsü ve tetkiklerle günümüzde KOAH tanısı koymak zor değildir.
KOAH tanısında en değerli test; solunum fonksiyon testleri olup, akciğer grafisi, gerektiğinde akciğer tomografisi, kan tetkikleri ve balgam incelenmesi tanıda yardımcı olabilir.
KOAH’da erken tanı hayat kurtarıcıdır. Bu nedenle, 40 yaş üzeri sigara içmiş veya içmekte olan ve/veya mesleksel ya da çevresel tozlu ve/veya dumanlı ortama maruz kalan kişilerde,
müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı şikayetlerinden en az birinin olması halinde, kişinin bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurması ve
basit bir solunum fonksiyon testi yapılması, ilerisi için hayat kurtarıcı olacaktır.

 



 

ASTIM, ALERJİK ASTIM NEDİR?

Astım, bronş adı verilen hava yollarının, çeşitli uyaranlara bağlı olarak daralmasıyla giden ve nöbetler halinde seyreden kronik (müzmin), enflamatuar (iltihabi) bir hastalıktır.

 

ASTIM BULGULARI NELERDIR?

Özellikle gece yarısı ve sabaha karşı hırıltılı ve hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüsde sıkışma ve daralma hissi, özellikle de inatçı öksürük nöbetleri görülebilir.
Bu astım atakları genellikle farklı boyutlarda havayolu daralması ile seyreden, sıklıkla tedavisi zorunlu bir hastalıktır.
Çocuklarda enfeksiyonlar ağır geçiyor ve iki haftadan uzun süren öksürük nöbetleri oluyorsa, çocuk sabaha karşı öksürük krizleri ve hışıltılı solunum ile uyanıyorsa,
özellikle koşunca öksürük, göğüste tıkanma, daralma veya hışıltılı solunum varsa mutlaka astımdan şüphelenmek gerekir.

 

ASTIMA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Birçok çevresel uyaranla birlikte, genetik ( kalıtsal) bir takım faktörler de astım oluşumunda pay sahibidirler. Ailesel astım geçmişi olan kişilerde astım gelişme riski diğerlerine göre daha yüksektir.
Alerjik astıma neden olan çevresel alerjenler başlıca şunlardır:

Ev tozları ve depo akarları

Ağaç ve çimen polenleri

Nem, küf (Mantar sporları

Hayvan tüyleri (kedi, köpek, koyun, at vs )

Kimyasal maddeler

Sigara (pasif ve aktif içicilik)

Egzoz dumanı ve hava kirliliği

Bazı ilaçlar

Çeşitli gıdalar

Çevresel faktörler

Fiziksel, mental ve emosyonel stres.

 



 

ASTIM TANISI NASIL KONUR?

İlgili uzman doktor tarafından yapılan fizik muayene, hastanın öyküsü ve tetkiklerle günümüzde astım tanısı rahatlıkla konabilmektedir.
Bu tetkikler: Akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri (ilaçlı ve ilaçsız), deri prick testi (allerji testi), kan tetkikleri, gerektiğinde ileri tetkikler (balgam testleri, ter testi ve akciğer tomografisi) yapılabilir.

 



 

ALERJİK RİNİT – ALERJİK NEZLE NEDİR? BULGULARI NELERDİR?

 

Alerjiye neden olan maddelerin (allerjenlerin) burun mukozasına temas etmesi sonucu ortaya çıkan
hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun—boğaz ve gözlerde kaşıntıyla birlikte gözlerde
sulanma gibi şikayetlere neden olan hastalık alerjik rinit ya da alerjik nezle olarak tanımlanır.
Alerjik rinit halk arasında saman nezlesi, alerjik nezle, saman gribi veya yaz nezlesi olarak da bilinir.
Alerjik rinit mevsimsel veya perennial (yıl boyu) olmak üzere 2’ye ayrılır. Mevsimsel alerjik rinit
bulguları en sık polenlere bağlı olduğundan sadece belli dönemlerde görülür. Oysa perennial (yıl
boyu) alerjik riniti olan hastalarda bütün yıl boyu şikayetler görülebilir. Çünkü, bu hastalar daha çok
ev içi alerjenlere duyarlıdır. Ev tozu akarları, evcil hayvan allerjenleri, mantar sporları, çeşitli çevresel
faktörler gibi (sigara dumanı, keskin kokular, aşırı sıcak ve nemli ortam vb)
Alerjik astım ve alerjik rinit günümüzde tek hava yolu hastalığı olarak kabul edilmektedir. Alerjik rinitli
hastalarda astım sık görülmektedir. Alerjik rinitin tedavi edilmediği durumlarda, astım tedavisi de
zorlaşır, mutlaka ikisi birlikte tedavi edilmelidir.

 



 

ALERJİK RİNİTİN TANISI NASIL KONUR?

Alerjik Rinit tanısında diğer alerjik hastalıkların tanısında olduğu gibi,
hastanın öyküsü çok önemlidir. Muayene bulguları ile birlikte tanı da, deri prick testi (allerji testi) önem arz eder.
Ayrıca burun akıntısından tetkik yapılabilir. Ayırıcı tanı için, endoskopi, sinüs grafisi ve sinüs tomografisi gerekebilir.

 



 

SIK GÖRÜLEN DİĞER ALERJİK HASTALIKLAR VE BULGULARI NELERDİR?

 

Bunların içerisinde deri alerjileri önemli bir yer tutar. Deri alerjileri; ilaçlar, gıdalar, enfeksiyonlar ve böcek ısırıkları sonrası gelişebilir.
Deri alerjilerinden en tehlikelisi anjio ödemdir. Anjio ödem, derinin altında oluşan kaşıntı ve şişkinliğe neden olan, acil tedavi edilmesi gereken bir alerji türüdür.
Anjio ödemde kişinin tüm vücudu şişebilir hatta dili ve boğazı şişerek, hastanın nefes almasını engellemek suretiyle ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Mutlaka ilgili uzman tarafından acil müdahale gerekir. Anjio ödem bulguları ile gelen bir kişinin kendisinin ve de ailesinin allerji öyküsü mutlaka incelenmelidir.
Sık görülen deri alerjilerinden biri de egzama öteki adıyla atopik dermatitdir. Genellikle deride yoğun bir kaşıntı hissi, tekrarlayan döküntüler, deride pullanma ve kuruluk ile ortaya çıkar.
Diğer bir deri alerjisi Ürtiker yani halk arasındaki adıyla kurdeşendir. Ürtiker deride şişlik, kızarıklık ve kaşıntının çok daha belirgin olduğu döküntülerdir.
Ürtikerden sorumlu etkenlerin başlıcaları besinler, ilaçlar ya da enfeksiyonlardır.
Son olarak söz edeceğimiz deri alerjisi kontakt dermatitdir. Bu hastalığa temas alerjisi adı da verilir.
Kontakt dermatit, vücudumuzun dış yüzeyine temas eden alerjenlere karşı kaşıntı, döküntü ve kızarıklıkla seyreden bir alerjik deri hastalığıdır.
Alerjenlerden uzak durulması ve temasın ortadan kaldırılması tedavinin temel taşı olmakla birlikte, alerji testinin yapılması ve tedavinin planlanması için ilgili bir uzman doktora başvurulması gereklidir.

 



 

 

ALERJİK HASTALIKLAR, ASTIM VE YÜZME

Toplumda yaygın olan bir kanının aksine, erişkin ve çocuk astımlı hastalarda spor oldukça faydalıdır. Allerjik ve astımlı hastalar için yüzme en iyi sporlardan biridir.
Yüzme sırasında, astımlı hastalar normalden daha nemli ve ılık bir havayı soludukları için öksürük ve hırıltılı solunum gibi bulgular ortaya çıkmaz.
Yapılan çalışmalarda, ilaçlarını düzenli kullanan ve düzenli olarak yüzme egzersizlerini yapan astımlı çocuk hastaların şikayetlerinde belirgin azalmalar gözlenmiştir.
Ayrıca, yüzme sayesinde astımlı hastalar akciğer kapasitesinin artması ve nefes alma tekniklerinin gelişmesi yanısıra, stresin azalması,
moral motivasyonun artması ve bazı olumlu hormonların salgılanması sayesinde alerjik hastalıkların ve astımın azaldığı saptanmıştır.
Yüzmenin çocuklarda astım ve diğer alerjik hastalıklar üzerine etkisini araştıran, İngiltere’de yapılan bir çalışmada çok çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.
Bu çalışmada, bebelik ve çocukluk döneminde haftada bir veya daha fazla düzenli olarak yüzen çocuklar 7 ile 10 yıl sonra astım, alerjik rinit, egzama açısından tekrar değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada, yüzmenin hem sağlıklı hem de alerjik çocuklarda astım ya da diğer alerjik hastalıkların ortaya çıkışını artırmadığı,
tam tersine solunum problemi olan çocuklarda, yüzmenin akciğer kapasitesini artırdığı, solunum yollarındaki daralmayı azalttığı için nefes almayı rahatlattığı saptanmıştır.
Spor yapmak için astım ve alerjik hastalıklar bir engel teşkil etmediği gibi, tam tersine bu hastalıkların azalmasında özellikle yüzme sporu çok önemli bir yere sahiptir.
Sonuç olarak, Dünya Şampiyonaları’nda ve Olimpiyatlarda madalya kazanan çok başarılı astımlı sporcular olduğu da unutulmamalıdır.

 



ALERJİ TESTLERİ ( DERİ PRICK TESTİ)

Ön kol iç yüzüne, küçük çiziklerle alerjen maddeler damlatılarak yapılan bir testtir. Test sonucu ortaya çıkan kızarıklık ve kabarıklığın ölçülmesi alerji şiddeti hakkında bilgi verir.
Alerjik hastalıklara tanı konulmasında alerji testleri (DPT) oldukça önemli bir yer tutar. Alerjik  şikayetleri olan hastalardan alınan ayrıntılı bir öykü, hem şikayetlerin
alerjenle ilişkisini belirlemede, hem de alerji testlerinde kullanılacak alerjen ekstrelerinin seçiminde önemlidir.
Alerji testleri sorumlu alerjenleri tespit etmek açısından ne kadar önemliyse, yapılacak olan immünoterapideki (aşı tedavisi) aşının seçimi açısından da bir o kadar önemlidir.
Deri prick testleri (alerji testleri) uygulanmasının çok kolay olması, hızlı sonuç vermesi, diğer testlere göre daha ucuz ve güvenilir olması nedeniyle, en uygun tanısal yaklaşım olarak kabul edilir.

 



SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ

 

Akciğer fonksiyon testleri olarak da bilinen solunum fonksiyon testleri hava yollarındaki daralmanın derecesini gösteren ve akciğer kapasitesini belirleyen önemli bir testtir.
Nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük, balgam şikayetleri olan hastalara, uzun süreli sigara içme öyküsü bulunan kişilere ve de çevresel maruziyete maruz kalan meslek
hastalarına solunum fonksiyon testleri yapılabildiği gibi, ameliyat olacak hastalarda, akciğer kapasitesini belirlemek amacıyla solunum fonksiyon testi yapılmalıdır.
Astım, KOAH( Bronşit ve Amfizem) , akciğer fibrozisi (akciğer dokusunda sertleşme), bronşektazi (bronşlarda genişleme), sarkoidoz, asbestoz gibi
meslek hastalarının tanısında solunum fonksiyon testleri önemli bir yer tutar.



Unutmayın, hayat insana bağışlanmış değil, ödünç verilmiştir.

Uzm. Dr. Veli Göylüsün



İletişim Numarası

+90 (532) 687 31 09



Adres

İnönü mah. Ulusu caddesi Göylüsün Apt. no: 91 Ataşehir / İstanbul

Copyright Veli Göylüsün. Tüm hakları saklıdır. Güncellenme Tarihi: 01.10.2024